Açıktan atama torpil mi ?

Ceren

New member
Açıktan Atama: Torpil Mi, Gerçekten Hak Edilen Bir Fırsat Mı?

Merhaba forumdaşlar,

Bugün biraz farklı bir konuya dalmak istiyorum: "Açıktan atama". Özellikle bu terimi duyduğumuzda hemen aklımıza gelen şey, çoğu zaman "torpil" oluyor. Peki, gerçekten bu durum yalnızca haksız bir fırsat mı yoksa bilimsel açıdan bakıldığında başka dinamikler mi devreye giriyor? Gelin, bu konuyu hem erkeklerin veri odaklı bakış açısıyla hem de kadınların sosyal etkiler ve empati odaklı yaklaşımıyla ele alalım.

[Açıktan Atama: Ne Demek?]

Açıktan atama, kamu kurumlarında ve bazen özel sektörde, belirli bir pozisyona, genellikle açık ilana çıkılmaksızın, bir adayın doğrudan atanması anlamına gelir. Bu atamalar bazen, birinin ilişkileri veya geçmişteki başarılarına dayanarak yapılır. Ancak, bu atamalar sadece siyasi veya kişisel bağlantılara dayalı değildir. Bazı durumlarda, en uygun adayın atanması gerektiği düşünülen pozisyonlar için açıktan atama yapılması, daha verimli ve hızlı bir seçim süreci olarak da görülebilir.

Peki, bu atamaların hepsi gerçekten torpil midir, yoksa bazı durumlar haklı sebeplerle yapılmış atamalardır?

[Açık Atama ve Torpil: Fark Nerede Başlar?]

Çoğumuz, açıktan atamanın genellikle haksız bir avantaj sağlamak amacıyla yapıldığını düşünüyoruz. "Torpil" denildiğinde, sadece eş, dost, akraba ilişkileri akla gelir ve çoğu zaman bu durum, toplumsal adaletin ihlali olarak algılanır. Ancak, araştırmalar bu olgunun yalnızca ilişkilerle değil, aynı zamanda toplumun daha karmaşık işleyişiyle de bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Bir çalışmada, *JSTOR* dergisinde yayımlanan bir makale, "açıktan atama" sürecinin toplumsal dinamikleri nasıl etkileyebileceğini irdeleyerek, bu tür uygulamaların bazen daha geniş toplumsal normlar ve değerler doğrultusunda yapıldığını ortaya koymuştur. Bu durum, genellikle kurumun ihtiyaçlarına ve yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine dayalıdır. Açıktan atama yapılırken bazen, belirli bir yeteneği, deneyimi ya da projeyi daha önce başarmış birinin atanması, daha verimli sonuçlar doğurabileceği düşünülür. Ancak burada da bir başka dinamik devreye girer: “İnsan faktörü.” Yani, kişisel ilişkiler bazen kararların şekillenmesinde büyük bir rol oynar.

[Bilimsel Bakış: Erkekler Veri, Kadınlar Sosyal Etkiler Üzerinden Analiz Ediyor]

Buradaki temel fark, toplumsal olarak erkeklerin genellikle daha analitik ve veri odaklı düşünmeye eğilimli olması; kadınların ise daha çok sosyal ilişkiler ve empati gibi insani yönleri dikkate alarak analiz yapmasıdır. Erkekler, açıktan atama olayını değerlendirirken, genellikle veriye dayalı bir yaklaşım izlerler. "Hangi kişi daha yetenekli? Hangi pozisyon daha fazla verim sağlar?" gibi sorulara odaklanırken, kadınlar bu süreçte daha çok bireysel bağları, toplumsal etkileri ve insanların birbirleriyle kurduğu empatik ilişkileri ön planda tutar.

Örneğin, bir kamu görevlisinin açıktan atanması durumunda erkekler bu atamanın verimliliğini, sistemin işleyişindeki verileri tartarak analiz etmeye meyillidirler. Kadınlar ise, bu atamanın daha derin sosyal etkilerini ve kurum içindeki moral üzerine olası etkilerini değerlendirirler. Bir kadın için, açıktan atamanın yalnızca pozisyonla değil, aynı zamanda kişinin takım dinamikleri üzerindeki etkileriyle de bağlantılı olduğu söylenebilir.

[Veri Odaklı ve Sosyal Bakış Açılarının Çatışması]

Bilinçli bir toplumda, her iki bakış açısının bir arada var olabilmesi önemlidir. Erkeklerin veri odaklı bakış açıları, uygulamada başarılı stratejilerin geliştirilmesine olanak sağlar; kadınların empati ve sosyal bağlar üzerine kurulu bakış açıları ise toplumsal uyumu güçlendirebilir. Bu iki yaklaşım, açıktan atama gibi tartışmalı bir konuya farklı açılardan bakılmasını sağlar. Ancak bu iki bakış açısı arasında dengeyi bulmak çok da kolay değil.

Eğer açıktan atama yalnızca "kim tanıdık" sorusuna dayanıyorsa, o zaman tabii ki bu durum haksız bir fırsat yaratabilir. Ancak, açıktan atamanın verimliliği artıran ve yerinde bir uygulama olduğu düşünülüyorsa, o zaman bu süreç sadece bir "torpil" olarak nitelendirilemez. Birçok toplumsal norm ve değer, bu tür uygulamaların aslında bir tür işlevsel sosyal yapıyı oluşturduğunu gösteriyor. Yine de bu noktada kişisel ilişkilerin kararları etkilemesi, büyük bir sorun olabilir.

[Peki Ne Yapılmalı?]

Açıktan atama konusunu daha objektif ve adil bir şekilde ele alabilmek için belirli düzenlemeler ve denetim mekanizmaları gereklidir. Örneğin, açıktan atamalar belli bir denetim altında yapılmalı ve bu süreç şeffaf olmalıdır. Ayrıca, toplumda daha adil bir işleyişin sağlanabilmesi adına, bu tür atamalar sadece kişisel ilişkilerle değil, kişinin iş yetenekleri, vizyonu ve topluma katkılarıyla da değerlendirilmeli.

Bu konuda tartışmalar devam edecektir. Bir tarafın bu uygulamayı, verimlilik sağlamak adına doğru bulması; diğer tarafın ise bu durumu adaletin ihlali olarak görmesi son derece anlaşılabilir. Peki, sizce açıktan atama gerçekten toplumsal adaleti zedeler mi, yoksa yerinde bir uygulama olabilir mi?

[Sizce Açıktan Atama Nereye Gidiyor?]

Daha çok görünür hale gelmesiyle birlikte, açıktan atamalar kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. Ancak çözüm basit değil. Kimilerine göre torpil ve haksızlık olduğu bir sistemde adaletin sağlanması oldukça zor. Kimilerine göre ise sistemin verimli işlemesi ve ihtiyaç duyulan zaman tasarrufunun sağlanması adına bu tür uygulamalar vazgeçilmez olabilir.

Bu konuda sizce en doğru yaklaşım nedir? Açıktan atamalar adil bir fırsat mı sunuyor yoksa sadece kişisel bağlantılarla şekillenen bir haksızlık mı?
 
Üst