“Barbie” ve “Zavallı Şeyler” kadın özgürlüğünün iki versiyonunu gösteriyor

Shib

Global Mod
Global Mod
Barbie'nin gelişimi Bella'nınkinden daha soyuttur; Barbie'nin gençliği şüpheleriyle, özgüveniyle ve ölüm düşünceleriyle başlar. Kahramanının yolculuğu, hayal ürünü oyun alanından, bir zamanlar onunla oynayan kız Sasha'yı (Ariana Greenblatt) bulmayı umduğu gerçek dünyaya doğru bir yolculuktur. Barbie, onu takip etmesine rağmen son zamanlardaki değişikliklerinin nedeninin Sasha olmadığını anlar. Barbie, selülit ve ölüm hakkındaki düşünceleri Barbieland'deki Barbie'ye aktarılan bir Mattel çalışanı olan kızın annesi Gloria (America Ferrera) ile psikolojik olarak bağlantılıdır.

Barbie, bu anne ile kızı arasındaki köprüdür ve Sasha'nın terk edilmiş çocukluğunu ve Gloria'nın yetişkinlik düşüncelerini somutlaştırır. Başlangıçta kendi politikalarından kopuk hisseden iki kuşak kadın arasında oynanıyor; örneğin Sasha, Barbie'yi zannettiği kadının güçlenmesinin sembolü değil, kızların benliğine zarar veren anti-feminist bir tüketim ürünü olduğu için acımasızca küçük düşürüyor. -resim. Ancak Sasha, Gloria ve Barbie toplumun kadınları ezdiği, ezdiği, susturduğu ve sınırladığı her alanda ortak bir noktaya ulaşıyor.

Barbie'nin uyanışında ve nihayetinde sadece bir oyuncak bebek değil, gerçek dünyada gerçek bir kadına dönüşmesinde önemli bir adım, Mattel'in kurucu ortağı ve Barbie'nin yaratıcısı Ruth Handler'ın (Rhea Perlman) hayaletiyle karşılaşmasıdır. Handler, Barbie'ye kendisine ve Ken'e çocuklarının adını verdiğini söyler ve Barbie, orada kalmak için gerçek dünyaya geri döndüğünde Handler'ın soyadını bile alır.

Annelik Barbie'nin çözümü değil. Ancak bir anne figürünü keşfetmesi ve Gloria ve Sasha ile olan ilişkileri onu yeni keşfettiği bir yere de götürdü. Bu anlamda annelik, gerçek çocuklarla ilgili olmaktan çok, kadın özerkliğine ilişkin hangi fikirlerin nesilden nesile aktarıldığı ve hangilerinin gerçekleşmediği ile ilgilidir.

Başka bir deyişle: Bu hikâyelerin aynı zamanda feminist bir çizgisi de var. Hem Bella hem de Barbie, ataerkillikten çıkıp içlerindeki kıza ve içlerindeki anneye eriştiklerinde kimliklerini tam olarak inşa edip anlayabiliyorlar. Her iki hikaye de bir kadının özgürlüğünün, ister çocuk, ister eş, ister anne olsun, toplumun ona özel olarak dayattığı güzel rollerin ötesinde nasıl yattığıyla ilgilidir. Bella ya da Barbie gibi özgür bir kadın olmak, tanımlardan özgür olmak, daha doğrusu kendini tanımlama özgürlüğüne sahip olmak anlamına gelir.
 
Üst