Erzurum Kıtlamak ne demek ?

Hasan

Global Mod
Global Mod
[Erzurum Kıtlamak: Dilin ve Toplumsal Yapıların Derin Bağlantısı]

Geçenlerde, Erzurumlu bir arkadaşımla sohbet ederken, gündelik dilin bazen ne kadar önemli ve derin anlamlar taşıyabileceğinden bahsettik. Erzurum’un kültürüne özgü, “kıtlamak” kelimesi gündeme geldi. O an fark ettim ki, bu kelime sadece basit bir anlam taşımıyor. Aslında, toplumsal yapılar, cinsiyet, sınıf ve ırk gibi sosyal faktörlerle derinden bağlantılı. Duyarlı bir şekilde dilin bu sosyal boyutlarını tartışmak, toplumsal eşitsizlikler ve normlara nasıl yansıdığını anlamamıza yardımcı olabilir. Hadi gelin, bu kelimeye biraz daha yakından bakalım ve onun içindeki toplumsal anlamları keşfedelim.

[Kıtlamak Ne Demek? Temel Anlamı ve Kökeni]

Erzurum’da “kıtlamak”, genellikle bir işin ya da davranışın eksik ya da düzgün yapılmaması anlamında kullanılır. Mesela, bir şeyin yapılırken tam olmaması, düzgün ilerlememesi, hatta bazen bir şeyin “şekli bozuk” hale gelmesi. Duyduğunuzda belki basit bir işaret ya da durumu anlatan bir kelime gibi görünebilir. Ancak bu kelime, Erzurum’un kültürel yapısındaki toplumsal cinsiyet normları, sınıf farklılıkları ve hatta ırkçılıkla olan ilişkisiyle daha geniş bir anlam ifade ediyor.

[Dil ve Toplumsal Cinsiyet: Kıtlamanın İki Yüzü]

Dil, toplumsal normların şekillendirdiği ve pekiştirdiği bir araçtır. Erzurum’da “kıtlamak” kelimesi de bu normları ve cinsiyet rollerini yansıtmak açısından önemli bir örnektir. Kadınlar, tarihsel olarak daha çok ev içi işlerle ilişkilendirilirken, erkekler dışarıda, iş gücüyle bağlantılı sayılmıştır. Kıtlamak, bu iki dünyayı da simgeliyor olabilir. Kadınların ev işlerinde, yemek yaparken ya da bir konuda görev alırken, toplumda eksik ya da yetersiz görülen her şey “kıtlamak” olarak tanımlanabilir. Buradaki olumsuzlama, sadece işin “kötü” yapılmasıyla değil, aynı zamanda kadınların toplumsal değerinin dışarıda ve biçimsel işlerde ölçülen sınırlı bir yerden ele alınmasıyla ilgilidir.

Bununla birlikte, erkekler “kıtlamak” kelimesini daha çok dış dünyada iş gücüyle ilgili kullanırlar, ancak genellikle çözüm odaklı bir dilde ifade edilir. Bir erkek, işinde ya da sosyal yaşamda eksiklikleri fark ettiğinde bunu “kıtlamak” terimiyle ifade etmek, genelde toplumsal olarak yetersizlik hissini onarmaya yönelik bir davranış olarak görülür. Erkeklerin toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklı çözüm odaklı ve mantıklı olma eğilimleri, “kıtlamak” kelimesini kullanırken de şekillenir.

[Sınıf Ayrımcılığı ve Kıtlamanın Toplumsal Yansıması]

Toplumda sınıfsal farklar, dildeki kullanımlara da yansır. Erzurum’daki “kıtlamak” kelimesi, çoğunlukla halk dilinde, düşük gelirli sınıfların daha sık kullandığı bir terimdir. Bu, sınıf farklarının sadece yaşam tarzını değil, aynı zamanda dili ve iletişimi nasıl şekillendirdiğini gösteren önemli bir örnektir. Düşük sınıftan gelen bir kişinin, bir işin düzgün yapılmamasını tanımlamak için “kıtlamak” kelimesini kullanması, o kişinin yaşadığı zorlukları, eksiklikleri ve bazen de içsel bir çaresizliği ortaya koyar.

Sınıfsal ayrımcılık, genellikle dildeki basit kelimelere bile yansır. Yüksek gelir grubuna sahip bireyler, daha çok kelimeleri ve ifadeleri düzgün kullanırken, alt sınıflardan gelen insanlar bazen halk arasında kullanılan daha “eksik” kelimeleri kullanma eğilimindedir. Bu durum, dilin toplumun tüm katmanlarında nasıl bir ayrımcılığı pekiştirdiğinin altını çizer.

[Irk ve Toplumsal Yapılar: Kıtlamak ve Dışlanmışlık]

Toplumda ırkçılığın dildeki yansımalarını incelerken, “kıtlamak” kelimesinin de dışlanmışlık ve ötekileştirme ile bağlantısını görebiliriz. Özellikle Erzurum gibi bölgelerde, farklı etnik grupların yerleşik olduğu ve bu grupların birbirine bakış açılarını etkileyen faktörlerin fazla olduğu bir toplumda, bazı kelimeler farklı anlamlar taşır. “Kıtlamak” kelimesi, özellikle dışlanan, marjinalize edilen grupların da tecrübe ettiği bir kavram olabilir. Bu, sadece bir kelimenin ifade ettiği değil, aynı zamanda kelimenin oluşturduğu sosyal atmosferin bir sonucudur.

Bir grup insan, "kıtlamak" kelimesini dışlanan ve yetersiz görülen biri olarak duyduğunda, aslında yalnızca dildeki eksikliği değil, aynı zamanda kendi toplumsal statülerinin de altını çizen bir gerçeği duyarlar. Bu da sosyal yapılar, ırkçılık ve toplumsal dışlanmışlıkla iç içe geçmiş bir süreçtir.

[Kadınlar, Erkekler ve Empati: Farklı Perspektifler]

Kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal normların bu kelime üzerindeki etkisini incelediğimizde, empati ve çözüm odaklı yaklaşımlar arasında bir denge kurmak mümkündür. Kadınlar, toplumsal olarak daha çok ilişkiler ve duygular üzerine yoğunlaşırken, erkekler daha çok çözüm odaklı yaklaşımlar benimser. “Kıtlamak” kelimesinin kadınlar için daha çok bir duygusal anlam taşıması, erkekler içinse bir çözüm bulma çabası olarak görülmesi, toplumsal cinsiyet normlarına dair önemli bir perspektif sunar.

Kadınlar, sosyal yapıların etkisiyle, bazen başarısızlıkları ya da eksiklikleri empatik bir şekilde değerlendirme eğilimindedirler. Erkekler ise genellikle bu eksiklikleri ortadan kaldırmak ve “doğru” yolu bulmak için stratejik bir yaklaşım benimserler. Bu farklı bakış açıları, “kıtlamak” gibi kelimelerin toplumda nasıl farklı anlamlar taşıyabileceğini açıklar.

[Sonuç: Kıtlamak ve Toplumsal Yansımalara Dair Bir Düşünce]

Dil, toplumsal yapıları, normları ve değerleri şekillendiren güçlü bir araçtır. Erzurum'daki “kıtlamak” kelimesi, sadece bir işin düzgün yapılmaması anlamını taşımıyor; aynı zamanda toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi sosyal faktörlerin dildeki yansımasını da temsil ediyor. Kıtlamak, kadınların ve erkeklerin toplumsal rollerine, sınıf farklarına ve hatta ırkçılıkla ilişkili toplumsal yapıları anlamamıza yardımcı olabilir.

Bununla birlikte, dildeki bu toplumsal anlamları sorgulamak, daha eşitlikçi bir toplum yaratma yolunda atılacak önemli bir adımdır. Peki, bizler dildeki bu ayrımcılığı nasıl ortadan kaldırabiliriz? Kendi çevremizde bu tür dilsel normları sorgulamak, toplumsal eşitsizliğe karşı durmak için bir adım olabilir mi?
 
Üst