Meşrutiyet'In Ilan Edilme Amacı Nedir ?

Hasan

Global Mod
Global Mod
Meşrutiyet’in İlan Edilme Amacı

Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dönüm noktası olan, monarşinin mutlak yetkilerinden sınırlı bir hükümet anlayışına geçişi simgeleyen bir rejim biçimidir. 23 Temmuz 1908'de ilan edilen İkinci Meşrutiyet, Osmanlı toplumunun modernleşme sürecindeki önemli adımlardan birini oluşturmuştur. Bu makalede, Meşrutiyet’in ilan edilme amacının ne olduğu, bu kararın arkasındaki toplumsal, siyasi ve ekonomik sebeplerin neler olduğu ele alınacaktır.

Meşrutiyet’in Arka Planı ve Osmanlı’daki Durum

19. yüzyılın sonları, Osmanlı İmparatorluğu için çok zorlu bir dönemdeydi. Devletin siyasi, ekonomik ve askeri yapısı büyük bir çöküş içerisindeydi. Batı’ya karşı kaybedilen savaşlar, ekonomik krizler, iç isyanlar ve yönetimdeki bozulmalar, halkın devlet yönetimine olan güvenini zedelemişti. Bu dönemde Osmanlı toplumu, siyasi reformlar ve yönetim anlayışındaki değişikliklere duyulan büyük bir ihtiyaç hissediyordu. Özellikle Tanzimat ve Islahat Fermanları gibi reformlar, Osmanlı toplumunun Batı tarzı hukukun üstünlüğü, adalet ve eşitlik gibi kavramlara olan ilgisini arttırmıştı.

Meşrutiyet'in Amacının Temel Nedenleri

Meşrutiyet’in ilan edilmesinin birden fazla amacı vardır. Başlıca amaçları şu şekilde sıralanabilir:

1. **Mutlakiyetçi Yönetimin Sonlandırılması**: Osmanlı'da 19. yüzyılın sonlarına kadar süregelen padişahın mutlak iktidarı, toplumda geniş bir hoşnutsuzluk yaratıyordu. Özellikle II. Abdülhamid’in yönetimi, mutlakiyetçi bir yapıyı sürdürerek, siyasi özgürlükleri kısıtlamış ve gazetecilere, siyasetçilere yönelik baskılar uygulamıştır. İkinci Meşrutiyet, mutlak monarşiye son vererek, anayasal bir monarşi kurmayı amaçlamıştır. Bu reform, halkın kendi geleceği üzerinde söz hakkı elde etmesini sağlayacak bir başlangıç olarak görülmüştür.

2. **Halkın Katılımının Sağlanması**: Osmanlı İmparatorluğu'ndaki halk, yıllarca siyasi haklardan mahrum kalmıştı. Meşrutiyet, halkın kendi yöneticilerini seçebileceği bir sistemin temellerini atmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, Meclis-i Mebusan (Halk Meclisi) ve Meclis-i Ayan (Senato) gibi temsili organlar oluşturulmuştur. Halkın temsilcilerinin seçilmesi, demokratikleşme sürecine adım atılmasını sağlamıştır.

3. **Batılılaşma ve Modernleşme İhtiyacı**: 19. yüzyılda Batı, ekonomik, bilimsel ve askeri açıdan büyük bir güç haline gelmişti. Osmanlı İmparatorluğu, Batı’ya karşı durabilmek için yenilikçi reformlar yapma zorunluluğu hissediyordu. Bu reformlardan en önemlisi, anayasal monarşiye geçişti. Batı’daki demokratik ve parlamenter sistemlerin örnek alınması, Meşrutiyet’in ilan edilmesindeki başlıca sebeplerden biridir.

4. **İmparatorluğun Birlik ve Beraberliğini Korumak**: Osmanlı İmparatorluğu’nun çok uluslu yapısı, çeşitli etnik ve dini grupların bir arada yaşamasını gerektiriyordu. Ancak 19. yüzyılda bu gruplar arasında zaman zaman isyanlar ve ayrılıkçı hareketler ortaya çıkmıştır. Meşrutiyet, bu tür hareketlere karşı birleştirici bir faktör olarak görülmüştür. Anayasaya dayalı bir yönetim anlayışının benimsenmesi, Osmanlı'daki çeşitli halkların eşit haklara sahip olmasını sağlayarak, toplumsal barışı teşvik etme amacı gütmüştür.

Meşrutiyet’in İlanı ve Sonrası Gelişmeler

Meşrutiyet, II. Abdülhamid’in 1908’deki tahttan indirilmesiyle daha da güç kazandı. Abdülhamid’in yönetiminde, halkın siyasi özgürlükleri ciddi şekilde kısıtlanmıştı. 1908’de, Osmanlı İmparatorluğu’nda anayasal düzeni yeniden kurma amacı güden genç Osmanlılar ve İttihat ve Terakki Cemiyeti gibi gruplar, sivil direniş ve askerî müdahaleler yoluyla bu süreci başlatmıştır. Bu, halkın yönetimde söz sahibi olacağı bir dönemin kapılarını aralamıştır.

Meşrutiyet’in ilanı, Osmanlı’daki siyasi yapıyı köklü şekilde değiştirse de tam anlamıyla başarılı olamamıştır. II. Meşrutiyet sonrasında, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin etkisi artmış, ancak hükümetin içindeki çatışmalar ve dış baskılar, sistemin istikrarsız hale gelmesine neden olmuştur. Bu dönemdeki gelişmeler, sonunda 1913’teki Bab-ı Ali Baskını ile daha otoriter bir yönetimin önünü açmıştır.

Meşrutiyet’in Toplumsal ve Ekonomik Etkileri

Meşrutiyet’in ilanı, sadece siyasal düzende değil, toplumsal ve ekonomik yapıda da önemli değişikliklere yol açmıştır. Siyasi haklar konusunda bir adım atılmış olsa da, toplumda her kesimin eşit şekilde faydalanamadığı bir düzen ortaya çıkmıştır. Örneğin, kadınların ve köylülerin siyasi hakları sınırlı kalmış, yalnızca entelektüel ve şehirli sınıflar daha fazla temsil edilmiştir.

Ekonomik açıdan ise, Meşrutiyet dönemi, Osmanlı’nın Batı ile olan ekonomik ilişkilerini yeniden yapılandırmak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunmuş, ancak bu çabalar çoğunlukla dış borç yükünü artırmış ve Osmanlı ekonomisinin dışa bağımlılığını pekiştirmiştir.

Sonuç ve Değerlendirme

Meşrutiyet’in ilanı, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarının bir parçası olarak önemli bir adım teşkil etmiştir. Ancak, dönemin karmaşık iç ve dış politik koşulları ve mevcut yönetim anlayışının köklü değişikliklere karşı gösterdiği direnç, Meşrutiyet’in tam anlamıyla başarıya ulaşmasını engellemiştir. Yine de Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki toplumsal değişimlerin önünü açmış, halkın siyasete katılımını sağlamak amacıyla yapılan bu reformlar, Cumhuriyet döneminin temellerini atmıştır.

Meşrutiyet’in ilan edilme amacının, Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden güçlü ve modern bir devlet yapısına kavuşturma arzusu olduğu söylenebilir. Ancak, bu süreç hem toplumsal hem de siyasi açıdan tam anlamıyla olgunlaşamamış, Osmanlı Devleti’nin çöküşüne kadar süren kısa bir dönemde önemli bir etki bırakmıştır.
 
Üst