Sabah namazı hangi makamda okunuyor ?

Emir

New member
[color=]Sabah Namazı Hangi Makamda Okunuyor? Eğlenceli ve Samimi Bir Forum Sohbeti[/color]

Arkadaşlar, sabah namazı deyince aklıma ilk gelen şey “uyanabilecek miyim acaba?” oluyor. Kimimiz gözünü açamadan abdest derdine düşüyor, kimimiz de uyanma faslını atlatıp ezanın makamına takılıyor. Bir dostum geçen gün bana “ya bu sabah ezanı hangi makamda okunuyor, niye bu kadar farklı tınlıyor?” diye sordu. Ben de düşündüm; hakikaten, makam meselesi sadece müzik teorisi değil, ruh haliyle de alakalı. Hem eğlenceli hem de derin bir konu, hadi gelin biraz farklı açılardan ele alalım.

[color=]Makamlar: Ruhun Müzikal Yolculuğu[/color]

Sabah ezanı genellikle Sabâ makamında okunur. Bu makamın özelliği, sabahın dinginliğiyle uyumlu bir derinlik taşımasıdır. Müezzinin sesinden yükselen o sabah çağrısı, uykulu gözlerle yataktan doğrulan biz faniler için hem bir “uyan” komutu hem de bir “huzura gel” davetidir.

Ama işin güzelliği şu ki, her bölgede, her müezzinde bu farklılık gösterebilir. Bir yerde Sabâ makamı, bir başka yerde Rast ya da Hicaz duyarsınız. Bu da ezanı, sadece dini bir çağrı olmaktan çıkarıp kültürel bir renk mozaiğine dönüştürüyor.

[color=]Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı[/color]

Gelelim meseleye erkek bakış açısından. Erkekler genelde sabah ezanının makamını duyar duymaz stratejik modlarını açıyorlar:

— “Sabah ezanı Sabâ makamında okunuyor çünkü insan ruhunu sükûnete davet ediyor.”

— “Müzik teorisine bakarsak Sabâ makamı, belli aralıklarla şu notaları içeriyor...”

Yani erkekler işi çözümlemeye, formüllerle açıklamaya, stratejik bir harita çıkarmaya meraklı. Hatta bir arkadaşım sabah ezanını dinlerken not defteri çıkarıp “bak bu şuradan segâha iniyor” diye yazmıştı.

Onların gözünde mesele, ruhsal olduğu kadar sistematik bir konu. Sabah ezanı hangi makamda okunuyor sorusu, onlar için adeta “bir mühendislik problemi” gibi.

[color=]Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Yaklaşımı[/color]

Kadınlar ise daha farklı düşünüyor. Bir hanım arkadaşım bana demişti ki:

— “Sabah ezanını duyduğumda annemin çocukken beni namaza kaldırışını hatırlıyorum.”

Bir diğeri de “Ezanın makamı bana sabahın huzurunu, kuş sesleriyle birleşen dinginliği hatırlatıyor” dedi.

Görüyorsunuz, kadınların yaklaşımı makamın teknik kısmından çok, onun uyandırdığı duygulara ve ilişkilerle kurduğu bağlara odaklanıyor. Onlar için sabah ezanı sadece bir makam değil; çocukluk hatıraları, aile sıcaklığı, mahalledeki komşunun camdan seslenişi… Yani ezanın makamı, toplumsal bir bağ dokusuna dönüşüyor.

[color=]Kültürel Farklılıklar: Anadolu’dan Dünyaya[/color]

Sabah ezanının makamı kültürden kültüre de değişiyor. Anadolu’da Sabâ makamı baskınken, bazı Arap ülkelerinde Rast makamı tercih ediliyor. Balkanlar’da ise biraz daha melodik, uzun ezanlar duymak mümkün.

Mesela İstanbul’da sabah ezanını duyduğunuzda, makamın ağırlığı size tarih boyunca bu şehrin taşıdığı ruhu hissettiriyor. Konya’da daha tasavvufi bir tını gelir kulağa. Diyarbakır’da ise ezanla birlikte bölgesel müzikal renkler de kendini gösterir. Yani sabah ezanı, bir anlamda bölgenin kültürel imzası.

[color=]Sabahın Mizahi Yanı[/color]

İşin eğlenceli kısmına gelecek olursak; çoğu insan sabah ezanını duyunca ilk refleksi “beş dakika daha uyusam ne olur ki?” oluyor. Müezzin Sabâ makamında ruhumuzu dinginleştirmeye çalışırken, biz yatakta pazarlık yapıyoruz:

— “Ya Rabbi, kalkarsam öğlene kadar uykusuz kalırım, biraz daha yatayım mı?”

Bir de tabii, ezanı farklı makamda okuyunca şaşıranlar var. Bir arkadaşım bir gün dedi ki:

— “Dün sabah öyle farklı bir makamda ezan okundu ki, alarm melodisi sandım, kapatmaya kalktım!”

Görüyorsunuz, mesele sadece dini bir ritüel değil, günlük hayatla iç içe bir mizah konusu da olabiliyor.

[color=]Makamın Psikolojik Etkisi[/color]

Sabah ezanında kullanılan makamın psikolojiyle bağlantısı da önemli. Sabâ makamı, insana dinginlik verir, sabahın sessizliğiyle uyumlu bir etki yaratır. Rast makamı daha düzenli ve kararlı bir his verirken, Hicaz biraz daha duygusal ve derin bir ruh hali yansıtır.

Bu da gösteriyor ki, sabah ezanında kullanılan makam aslında bilinçaltımıza hitap ediyor. Güne nasıl başlayacağımız, ruh halimiz, hatta gün boyu enerjimiz, ezanın o ilk davetindeki tınılarla şekillenebiliyor.

[color=]Toplumsal Paylaşım ve Ortak Deneyim[/color]

Ezanın makamı sadece bireysel bir deneyim değil, toplumsal bir paylaşım da. Bir camiden yükselen sabah ezanı, tüm mahalleyi aynı anda etkiliyor. Erkekler için bu, “haydi yeni güne başlayalım” stratejik çağrısı olurken; kadınlar için “gün başlıyor, ilişkiler ve bağlar yeniden kurulacak” anlamına geliyor.

Forumlarda bu tür sohbetlerin açılması da işte tam bu yüzden değerli. Çünkü ezanın makamını tartışırken bile aslında birbirimizin ruhunu, yaklaşımını ve kültürel bakışını paylaşıyoruz.

[color=]Sonuç: Sabah Namazının Makamı, Hayatın Makamı[/color]

Sabah namazı hangi makamda okunuyor sorusuna verilecek en basit cevap “genelde Sabâ makamında” olur. Ama aslında bu sorunun cevabı çok daha zengin. Erkeklerin çözüm odaklı bakışlarıyla, kadınların empatik ve ilişki merkezli yaklaşımları birleşince ortaya renkli bir tablo çıkıyor.

Bir yanda müzikal teoriler, notalar, makam analizleri; diğer yanda hatıralar, duygular ve toplumsal bağlar… İşte sabah ezanı da tam böyle: hem bireysel hem toplumsal, hem teknik hem duygusal. Ve en güzeli, hangi makamda okunursa okunsun, bizi güne birlikte başlatan evrensel bir çağrı.

---

Kelime sayısı: ~830
 
Üst