İran Azerbaycan'I Ne Zaman Işgal Etti ?

Hasan

Global Mod
Global Mod
İran Azerbaycan’ı Ne Zaman İşgal Etti? Tarihsel ve Bilimsel Bir Mercek

Arkadaşlar, tarih konularında hepimizde şu ortak merak vardır: “Gerçekte ne oldu?” Özellikle İran ve Azerbaycan gibi komşu halkların tarihine baktığımızda sık sık “işgal”, “hak iddiası”, “toprak kaybı” gibi kavramlarla karşılaşıyoruz. Peki İran, Azerbaycan’ı ne zaman işgal etti? Bu soruya yanıt ararken biraz tarihsel belgelerden, biraz da sosyal-psikolojik etkilerden faydalanalım. Amacım kimin haklı kimin haksız olduğunu tartışmak değil, olayı bilimsel ve anlaşılır bir çerçevede ele almak.

---

Tarihsel Arka Plan: Azerbaycan Adı ve Bölgesel Karmaşa

“Azerbaycan” ismi aslında kadim bir coğrafyayı ifade eder. Günümüz İran’ının kuzeybatısında bulunan Tebriz, Erdebil, Urmiye gibi şehirler, tarih boyunca “Güney Azerbaycan” olarak anılmıştır. Hazar’ın batısında kalan ve bugün bağımsız olan Azerbaycan Cumhuriyeti ise 1918’de kuruldu.

Şimdi kritik nokta şu: İran, Azerbaycan Cumhuriyeti’ni hiçbir zaman “işgal” etmedi. Ama 19. yüzyılda Rusya-İran savaşlarının sonucunda, bugün bağımsız olan Azerbaycan toprakları Rusya’ya bırakıldı. Yani işgal eden İran değil, Rusya oldu.

1813’te imzalanan **Gülistan Antlaşması** ve 1828’deki **Türkmençay Antlaşması**, bugünkü Azerbaycan’ın Rusya’ya bağlanmasına yol açtı. O dönem Kaçar Hanedanlığı yönetimindeki İran, askeri olarak zayıftı ve Rusya’nın karşısında tutunamadı.

---

20. Yüzyılın Kaosu: Sovyetler, İran ve Azerbaycan

II. Dünya Savaşı sırasında yeni bir dönemeç yaşandı. 1941’de Sovyetler Birliği ve İngiltere, Almanya’ya karşı önlem almak için İran’a asker çıkardı. Bu noktada Sovyetler, özellikle Tebriz ve çevresinde, yani İran’ın “Güney Azerbaycan” dediğimiz bölgesinde, ayrılıkçı hareketleri destekledi.

1945’te “Azerbaycan Halk Hükümeti” adında Sovyet destekli kısa süreli bir devlet kuruldu. Başında **Seyyid Cafer Pişeveri** vardı. Ancak 1946’da Sovyetler geri çekilince İran ordusu bölgeyi kontrol altına aldı. İşte bazı tarih kitaplarında geçen “İran’ın Azerbaycan’ı işgali” ifadesi buradan gelir. Ancak dikkat: buradaki “Azerbaycan”, bugünkü bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti değil, İran’ın kendi topraklarındaki Güney Azerbaycan’dır.

---

Bilimsel Lens: İşgal mi, İç Güvenlik Operasyonu mu?

Bu olayı tarihçiler iki farklı şekilde yorumlar:

1. **Veri Odaklı ve Analitik Bakış (genelde erkek araştırmacıların yaklaşımı):** Belgeler ve anlaşmalar üzerinden bakıldığında İran’ın yaptığı bir işgal değil, kendi egemenliğini yeniden tesis etmesidir. Çünkü Güney Azerbaycan, hukuken İran toprağıydı ve Sovyet desteğiyle kurulan yerel hükümet merkezi otoriteye meydan okuyordu.

2. **Sosyal ve Empati Odaklı Bakış (kadın tarihçilerin sıkça vurguladığı yön):** Halk açısından bakıldığında bu olay bir “kırılma”dır. Tebriz ve çevresindeki insanlar kendilerini hem Azeri kimliğinin hem İran vatandaşlığının içinde görüyordu. İran ordusunun sert müdahalesi, yerel halkta bastırılmışlık duygusu ve “bizim sesimiz duyulmuyor” düşüncesini pekiştirdi. Yani işgalden çok, sosyal bir travmadan söz edebiliriz.

---

Uluslararası Araştırmalar Ne Diyor?

Amerikan ve Rus arşivlerine göre 1945–46 olayları, Soğuk Savaş’ın ilk testlerinden biridir. Sovyetler, İran’ın kuzeyinde nüfuz alanı yaratmak istedi; ABD ise buna karşı çıktı. Yani “İran Azerbaycan’ı işgal etti” söylemi aslında dönemin propaganda savaşlarının bir ürünüdür.

Modern tarihçiler (örneğin Tadeusz Swietochowski veya Brenda Shaffer gibi isimler) bu dönemi değerlendirirken, işgal kelimesi yerine “merkezi otoritenin güç gösterisi” ifadesini tercih ediyor.

---

Toplumsal Etkiler ve Kimlik Meselesi

Azerbaycanlıların tarih boyunca iki büyük gücün arasında kalması (İran ve Rusya), kimlik algısını çok etkilemiştir. Güney Azerbaycanlılar, bir yandan İran’ın parçası olduklarını bilir, diğer yandan dil ve kültür olarak bağımsız Azerbaycan’la yakınlık hisseder.

Kadın araştırmacıların empati yönlü analizleri, burada öne çıkıyor:

* Bu olay, sadece askerî değil, bir “kültürel travma” olarak görülüyor.

* İnsanların gündelik yaşamında dillerini kullanamaması, siyasi olarak dışlanma hissi, bugüne kadar devam eden bir gerilim yaratıyor.

---

Kafa Karışıklığının Kaynağı

Bugün “İran Azerbaycan’ı ne zaman işgal etti?” sorusu sık sık karıştırılır. Bunun üç nedeni var:

1. **1918 sonrası kafa karışıklığı:** Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti kuruldu ama kısa süre sonra Sovyetler tarafından işgal edildi. Burada İran’ın rolü yoktu.

2. **1946 olayları:** İran’ın kendi topraklarındaki Güney Azerbaycan’a müdahalesi, dışarıdan bakıldığında “işgal” gibi algılandı.

3. **Propaganda savaşları:** Soğuk Savaş döneminde hem Batı hem Sovyetler, kendi çıkarlarına uygun şekilde tarihi kavramlarla oynadı.

---

Sonuç: İşgalden Çok Egemenlik Tartışması

Bilimsel olarak baktığımızda İran, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’ni hiçbir zaman işgal etmedi. Ama kendi sınırları içindeki Güney Azerbaycan’da, Sovyet destekli ayrılıkçı hareketi sert bir şekilde bastırdı. İşte bu olay halk arasında hâlâ “işgal” olarak anılıyor.

Tarih bize şunu gösteriyor: bazen aynı olay, farklı gözlerden bambaşka görünebilir. Devletler “toprak bütünlüğü” derken, halklar “kültürel kimlik” diyor. İkisinin arasında kalan bölgeler ise en büyük sıkıntıyı yaşıyor.

---

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

* Sizce İran’ın 1946’daki müdahalesi bir “işgal” miydi, yoksa “iç güvenlik operasyonu” mu?

* Halkın kendi kaderini tayin hakkı mı daha önemli, yoksa devletlerin sınır bütünlüğü mü?

* Eğer Sovyetler bölgeden çekilmeseydi, bugün Güney Azerbaycan ayrı bir devlet olabilir miydi?

Bu sorular, tarih kadar günümüz siyaseti için de önemli. Belki de asıl mesele “işgal” kelimesini kullanıp kullanmamak değil, halkların sesinin gerçekten duyulup duyulmaması…

---

Sence bu tartışmada “haklı” tarafı tarih mi belirler, yoksa güç dengeleri mi?
 
Üst