Kolon çatlağı tamir edilir mi ?

Emre

New member
Kolon Çatlağı Tamir Edilir mi?

Selam dostlar,

Bu akşam size biraz içimi dökmek, biraz da hepimizin hayatında bir şekilde karşılaştığı “çatlaklardan” bahsetmek istiyorum. Belki evinde bir duvarın çatlağını görüp telaşa kapılanınız olmuştur, belki de kalbinde bir çatlakla yaşayanınız. Ama bugün anlatacağım hikâye, hem betonun hem de insanın içindeki çatlakların nasıl onarılabileceğine dair…

---

Bir Ev, Bir Aile, Bir Çatlak

O sabah Mert, elinde kahvesiyle salona girdiğinde fark etti çatlağı. Tavandan aşağı doğru inen, ince ama kararlı bir çizgi… İlk anda önemsemedi, “sıva çatlamıştır” dedi kendi kendine. Fakat birkaç gün sonra o çizgi biraz daha derinleşti. Gözle görülür hale gelince, içini bir huzursuzluk sardı.

Eşi Elif, her zamanki sakinliğiyle yaklaştı:

“Belki de evin bize bir şey anlatmaya çalışıyordur,” dedi gülümseyerek.

Mert ise kaşlarını çatıp cevap verdi:

“Elif, ev konuşmaz. Bu yapısal bir sorun olabilir. Hemen bir inşaat mühendisine danışmak gerek.”

İşte o an, aralarındaki fark yine ortaya çıkmıştı. Mert, çözüm odaklıydı; rakamlarla, ölçülerle, planlarla düşünürdü. Elif ise duygularla, sezgilerle, hikâyelerle… Biri betonun dayanıklılığını ölçerken, diğeri duvarın ardındaki yaşamı hissederdi.

---

Çatlağın Ardındaki Hikâye

Bir akşam, Mert işten dönüp çatlağa yeniden baktığında, duvarda değil kendi içinde bir şeylerin de çatladığını fark etti. Son zamanlarda çok kavga etmişlerdi. Elif’in her şeyi duygusal algılamasından, “her şeyin altını kazımasından” sıkılmıştı. Elif ise Mert’in sürekli mantıkla konuşmasından, hisleri görmezden gelişinden yorgundu.

O gece Elif sessizce yanına geldi.

“Mert,” dedi, “sence kolon çatlağı tamir edilir mi?”

Mert bir an durdu. “Tabii ki edilir. Yeter ki zamanında fark edilsin, doğru yöntemle güçlendirme yapılırsa daha da sağlam olur.”

Elif gözlerini duvardan ayırmadan ekledi:

“Peki ya içimizdeki çatlaklar?”

O an Mert’in boğazı düğümlendi. Çünkü o da biliyordu, bazen yapısal sorunlar duvardan önce insanın içinde başlıyordu.

---

Ustalar ve Çözümler

Ertesi gün bir mühendis çağırdılar. Gelen adam yaşlı, yüzü güneş yanığı, gözleri tecrübeyle doluydu. Duvarı inceledi, birkaç ölçüm yaptı ve sessizce bir sandalye çekip oturdu.

“Bak evlat,” dedi Mert’e, “çatlak, binanın konuşma biçimidir. Sana der ki, ‘ben yoruldum.’ Ama iyi haber şu ki, yorgunluk tamir edilebilir.”

Sonra Elif’e dönüp devam etti:

“Bazı çatlaklar yüzeysel olur, biraz alçı yeter. Ama bazıları derindedir. O zaman önce sebebini bulmak gerekir: Nem mi, zemin mi, zamansız bir yük mü? İnsan da böyledir. Dert yüzeydeyse kolay geçer, ama kökü derindeyse kazmak gerekir.”

Elif’in gözleri doldu.

Mert ise ilk kez o kadar basit ama derin bir mecazla karşılaşmıştı.

O günden sonra, yalnız duvarı değil, ilişkilerini de tamir etmeye başladılar.

---

Birlikte Güçlenmek

Onarım süreci zordu. Evde inşaat tozu, plastik örtüler, matkap sesleri… Ama her şeyin ortasında Elif’in bir cümlesi Mert’in aklında yankılanıyordu:

“Bazı şeyler kırılmadan güçlenmez, Mert.”

Akşamları, ustalar gittikten sonra, ikisi birlikte duvarın başına geçip çatlaklara baktılar.

“Bak,” dedi Elif, “şimdi burası daha sağlam olacak. Çünkü içinden geçmiş bir hikâye var.”

Mert gülümsedi. “Tıpkı biz gibi.”

O anda anladı ki, tamir sadece eskiyi onarmak değil; bazen daha sağlam, daha dayanıklı bir şey inşa etmekti. Çünkü her onarım, fark edilişle başlardı.

---

Forumdaşlara Mesajım

Bu hikâyeyi sizlerle paylaşmak istedim çünkü bazen bir duvar çatlağı, bize hayatın neresinde yorgun düştüğümüzü gösterir. Belki de hepimiz kendi kolon çatlaklarımızı fark etmekte gecikiyoruz. Bir dostun uzaklaşması, eşin sessizliği, çocuğun içine kapanması... Hepsi bir tür “yapısal uyarı”.

Erkekler genelde tıpkı Mert gibi yaklaşır: “Sorunu çöz, temeli güçlendir.”

Kadınlarsa Elif gibi hisseder: “Sebebini anla, duyguyu onar.”

Oysa en sağlam yapı, ikisinin birleşiminden doğar.

Çünkü hem akıl hem kalp birlikte çalıştığında, en derin çatlaklar bile onarılır.

---

Son Söz ve Bir Soru

Aradan aylar geçti, evleri şimdi çok daha güçlüydü. Ama asıl güç, duvarlarda değil, kalplerindeydi. Mert bir gün gülümseyerek Elif’e dedi ki:

“Artık bir çatlak gördüğümde korkmuyorum. Çünkü biliyorum ki tamir edilebilir.”

Elif cevap verdi:

“Evet Mert, ama unutma; tamir etmek için önce fark etmek, sonra sevmek gerekir.”

Sevgili forumdaşlar,

Sizce de öyle değil mi?

Bir çatlak gördüğümüzde kaçmak mı gerekir, yoksa elimize mala alıp birlikte onarmak mı?

Haydi siz de yazın;

Sizce “kolon çatlağı” gerçekten tamir edilir mi?

Yoksa bazen çatlak, bize yeniden inşa etmemiz gerektiğini mi fısıldar?
 
Üst